Page 14 - Menderes
P. 14
14
Röportaj
Klasik Türk Müziği’ne Adanmış Bir Ömür;
Türkiye’de Klasik Türk Müziği Denizli’de fahri hemşehrilik beratı
denilince ilk akla gelen isim, almışsınız?
efsanevi koro şefi Prof. Dr. Evet. 2004 yılında dönemin Denizli
Nevzat Atlığ… 1300’lü milletvekili Aycan Çakıroğulları’nın musiki çevresinde bir yerim oldu.
girişimi ve belediye başkanı Nihat
yıllardan günümüze kadar Zeybekçi’nin daveti üzerine Denizli’de 1947 yılında okulda üniversite
gelen Türk Klasik Müziği’nin, Serap Mutlu Akbulut’un solist olarak korosunu kurdum ve koroyu idare
ülkemizde hak ettiği değeri katıldığı bir Klasik Türk Müziği koro etmeye başladım. İlk konserimizi
Eminönü Halkevi'nde verdik.
bulması için 70 yıl boyunca konseri verdik. Hatta konser sonrası O tarihlerde Ankara Radyosu bir
çalıştı, yüzlerce sanatçı bana hemşehrilik beratı verdiler, çok musiki mektebi gibiydi. Başında büyük
mutlu oldum. O zaman Sarayköy ve
yetiştirdi. 94 yaşındaki duayen Buldan’ı gezme fırsatı da buldum. bir müzisyen olan Tanburi Cemil Bey'in
müzik adamı ile Bodrum’daki oğlu Mesut Cemil Bey vardı. 1949
yılında, İstanbul'da üniversite korosu
evinde keyifli bir röportaj Müzik tutkusu aileden mi geliyor? ile verdiğim konserler ses getirdi,
yaptık. Çocukluğum devamlı müzik yapılan gazetelerde yer aldı. Ankara ya davet
bir evde geçti. Babam keman çalardı, edildik, Ankara Radyosu’nda konser
Sarayköy’de doğduğunuzu biliyoruz.
Hikayesini anlatır mısınız? annem şarkılar söylerdi. Babamdan verdik. Bu benim için bir hayaldi. Aynı
keman çalmayı öğrendim. Öyle bir yıl TRT İstanbul Radyosu kuruldu.
1925 yılında süvari albayı olan babam ailede yetişmiş olmasaydım belki de O tarihten sonra hep İstanbul
görevli olarak Iğdır’a giderken, hamile müzik ile meşgul olmayabilirdim. radyosunda Nevzat Atlığ yönetiminde
olan annemi Sarayköy’de Yüzbaşı Babamın memuriyeti nedeniyle bir diye koro konserlerimiz yayınlandı.
olarak görev yapan amcamların yanına çok şehir dolaştık, liseyi Antakya'da 1952 yılında O zaman Türkiye'de tek
bırakıyor. Annem kısa süre sonra bitirdim.1943 yılında İstanbul Tıp konservatuvar olan İstanbul Belediye
eltisinin yanında beni dünyaya Fakültesi’nde öğrencilik Konservatuarı'na öğretmen olarak
getiriyor. hayatım başladı. istediler beni, konservatuarda
Sonra babamın tayini Balıkesir’e öğretmen oldum. Konservatuvarda
çıkınca; ben 40 günlükken annemi ve Üniversite öğrencisiyken Sadi Işılay, Nejat Tokyaylar gibi
beni tekrar yanına alıyor. Sonuç belediye konservatuva- babam yaşında müzisyenler vardı.
olarak 40 gün kalmış olsam da rına nasıl hoca oldu? Onları idare eden Refik Fersan
Anadolu’nun nadide bir kasabası olan Üniversitede okurken bir hastalanınca İstanbul belediye
Sarayköy’de doğmuş olmaktan yandan da musiki toplantı- Nevzat Atlığ konservatuvarı koro konserlerini de
mutluyum. larına katıldım. İstanbul’un (1944) ben idare etmeye başladım.